TV ve gazetede çalışan bir basın mensubu olarak pek televizyon izlemem. Gerçi niye koskoca ekran TV aldığımı da çözmüş değilim.. Televizyonu günlük kullanım saatim en fazla iki saattir.. Sadece haberleri takip ederim ancak geçenlerde kanaldan kanala zıplarken bir program dikkatimi çekti. Alt köşede “yeni bölüm” yazıyordu.. Stüdyoya kocaman bir mutfak kurmuşlar, her yarışmacıya ayrı tezgahlar ve bu tezgahlarda yapılan yemekler vardı. Birbirleriyle yarışıyorlardı, en güzel ve en lezzetli yemeği kim çıkaracak diye.. Ben de bilmediğim bir yemek yapan varsa izleyip öğrenme maksadıyla kaptırıp ekrana kitlendim.. Ancak yemeklerden ziyade herkes ama herkes gibi üstünde titizlikle durduğum pandemi tedbirlerinin ikisinin alınmamış olduğu dikkatimi çekti.. Zaten yarışmacılar mutfakta her an ellerini yıkadıkları için hijyen kuralını otomatik olarak uyguluyorlardı. Ancak maske ve yukardan izleyenler arasında da sosyal mesafe yoktu.. Stüdyo her ne kadar dezenfekte edilmişse de bir taşıyıcı, bu ortamda pandemiyi herkese bulaştırma yetisine sahip olabilirdi. Diye düşündüm.. Bilim Kurulu’ndaki üstadlar bu kareleri görseler aynı şeyi mi düşünürler bilemem, ancak pandeminin nasıl, ne şekilde yayıldığını ve uymak zorunda olduğumuz tedbirleri küçük bir çocuğun bile bildiği bir dünyada bu durumun dikkatimi çekmesi gayet normaldi bana göre..
Yaklaşık 4 ay boyunca yeni bölümlerini çekemeyen diziler ve programlar, normalleşme sürecine geçilmesinin ardından çatır çatır çekimlere başladılar. Vatandaşlara sürekli sosyal mesafe, maske ve hijyen konularında uyarılarda bulunan yetkililer de acaba benim gibi mi yapıyor çok merak ediyorum. Bilim kurulunun hepsini geçtim de içlerinden hiç mi akşamları eve gidip ayaklarını uzatıp televizyonu açan biri yok acaba? Bence mekanlara yapılan jandarma ve zabıta ziyaretleri gibi stüdyo ve setlere de denetim gerekiyor gibi geliyor bana. (Kurallara uyan programları tenzih ediyorum)
KORONAYA TEDBİL-İ MEKAN YAPTIRANLAR
Vaka sayıları sadece ülkemizde değil, tüm dünyada artıyor. Özellikle Avrupa’nın normalleşmeye geçen ülkelerinde vakalar ivme kazanırken bizim memleketimizde de yaz sezonuyla birlikte görülen bir artış meydana geldi. Özellikle turizm beldelerinde her ne kadar denetimler olsa da tam olarak kontrol altına alamıyorsunuz insanları. Zaten az sayıda açık olan barların birinden çıkıp diğerine atlayarak bir gecede barları tüketenler mi dersiniz, yine o barlarda bir kadın yüzünden kafa göz birbirine dalıp koronaya tedbil-i mekan yaptıranlar mı dersiniz, sosyal mesafe ve maske hak getire..
Sadece barlar mı? Bir normal hayatta ne yaşanıyorsa tıpkısının aynısını yaşayan vatandaşlarımız var bizim, maskeleri asıl takmaları gereken yerde olmayan, samimi ve sıcak kanlı. Mesela önceden bir dostumuzla karşılaştığımızda ya da biriyle tanıştırıldığımızda elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemeden mal gibi öööyle hafif bir gülümsemeyle bakarken şimdi açık açık tokalaşıp hatta yanaklara öpücükler kondurmaya başladık. Bu arada yanaklardan makas almayı özleyenler de özüne döndü, hatırlatayım. Hapşıran, tıksırandan bir anda 10 metre öteye kaçarken şimdi hiç istifimizi bozmadan “çok yaşa, sen de gör” muhabbetlerine geri dönüverdik. Düğünlerde damatla gelinin etrafını anında çevirip göbekler atmaya başladık.
Velhasıl dostlar; Sağlık Bakanımızın dediği gibi gücümüz tedbir almaya ve sevdiklerimizi korumaya yeter. Korona bizden güçlü değil, zayıfmışız gibi davranıp gevşemeyelim. Covid-19 hayatımızın tehlikeli bir gerçeği.. Durumun ciddiyetinin farkına varalım çünkü bu hergele şakaya hiç gelmiyor.. Kalabalıktan uzak ve sağlıklı yaşayın..
