Aslında Muğla ile ilgili köşe yazımıza bu hafta da devam edecektik ama, sosyal medyayı karıştırınca Son dönemde Atatürk’e hakaret eden o kadar sayfaların ve kişilerin türediğini gördüm ki, bu yazıyı yazmaya karar verdim.
‘’Atatürk’e hakaret edersem bana birşey olmaz, hatta puan kazanırım’’ diyen sayfa ve şahsiyetlerin iddialarına göre ‘’Atatürk diktadör’’, ‘’İngiliz Ajanı’’, ‘’Din düşmanı’’ vs bir kişiymiş.
Ben ülkenin durumu hakkında kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.
*** 29 Ekim 1923 ülkenin nüfusu 13 milyon. 40 bin köy var 37’bininde okul yok.
*** 30 Bin köyde CAMİ YOK ! Traktör yok, biçerdöver yok. Ekmeklik un ithal, pirinç ithal geliyor. Sadece 5 bin hektarlık alan sulanabiliyor. 5 bin köyde sığır vebası var. 1 milyon kişi FRENGİ... 2 milyon kişi sıtma... Hastalıklar salgını var.
*** BEBEK ÖLÜM ORANI %40 ÜSTÜ.. ANNE ÖLÜM ORANI %18.. Sadece 337 doktor var. 60 eczacı var. (8’i Türk)... 4 Hemşire var.. 136 Ebe var..
*** Limanlar, madenler yabancıların elinde.. Demiryolların bir km’si bile bizim değil.
*** Toplam sermayenin sadece %15’i Türk’ün... Osmanlı’dan sadece 4 fabrika kalmış..
*** Kişi başı milli gelir 45 dolar.
*** Elektrik düzenli İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta var.
*** KADININ MESLEK HAKKI YOK, EŞİT EĞİTİM HAKKI YOK. BOŞANMA HAKKI ZATEN YOK.. MİRAS HAKKI , SEÇME, SEÇİLME, DOĞUM İZNİ FALAN ADI BİLE YOK..
*** son 150 yılda basılan kitap sayısı : 417... Gazete sadece 2 şehir de var, Ülkede erkeklerin yüzde 7’si kadınların binde 4’ü okuma yazma biliyor. Okulda toplasan bin okul yok. Ankara’da 2 lise var.
(Hani Osmanlı’ca diyoruz, Türkçe ile ülkeye darbe vurulduya, herkes Alimdi de, bir gecede herkes cahilleşti ya.. 417 kitapla herkes Alim’miş yani. )
Böyle say say bitmez. Atatürk 30 Ekim sabahı diyor ki ‘’biz yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağa yüklediği bir görev var. Özgür, çağdaşlaşmak.. Bu ideali gerçekleştirmek zorundayız. ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN’’
Atatürk 15 yıl iktidar da kalmış. Son dönemleri zaten sıkıntılı geçmiş. Allah açın bakın ya. Ne yapmış bu adam 15 yılda..
Ben sadece açılan fabrikaları yazayım. Bunu ben demiyorum, devlet kendisi diyor. Devlet kayıtlarında..
1-ankara fişek fabrikası (1924) 2-gölcük tersanesi (1924) 3- şakir zümre fabrikası (1925) 4-eskişehir hava tamirhanesi (1925) 5-alpullu şeker fabrikası (1926) 7-uşak şeker fabrikası(1926) 8-kırıkkale mühimmat fabrikası (1926) 9-bünyan dokuma fabrikası (1927) 10-eskişehir kiremit fabrikası (1927) 11-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1928) - 12- ankara çimento fabrikası (1928....
Tam 46 tane fabrika...
Diktatör denilen adam, bu ülkede meclis kurmuş, parti kurmuş, seçim demiş. Kadınlara insani özellikleri vermiş.
Neymiş İngiliz Ajanı’ymış.. Neymiş, yahudi şapkası taktırmış mış.. Ulan ne diyim ben sana.. Bitmiş sonu gelmiş bir ülkede NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE demiş.
Okumadan araştırmadan ne güzel de yazıyorlar ‘’Ajanmış’’... Geri zekalı adam git dünyanın konuştuğu kabul ettiği ‘’whikiles belgeleri’’ nde Türkiye ile ilgili belgelerde neler yazıyor. O dönemde İngilizler’in Türkiye görüşlerinde neler yer alıyor. Atatürk’ün bir tehlike olduğu, halkı biraraya getirdiği mutlaka önüne geçilmesi gereken birisi olduğu yer alıyor.
Şimdi bazı kendini Atatürk’çü sanan da çıkıyor, ‘’Atatürk içki içiyordu ben de içerim’’ diyor... Atatürk’ün binlerce özelliğinden sadece bunu aldıysan zaten adam olmazsın. Topluma da birşey veremezsin. Hepte kaybedersin.
Diğer yandan da şimdi ucu açık şekilde Atatürk’e hakaret edince, kendini mutlu hisseden şahsiyetlerin önümüzdeki günlerde sosyal medyadan nasıl Atatürk’çü mesajlar verdiğini de hep beraber göreceğiz.
