Çadırlarda geçen yaşam

Muğla'da geçen yıl çıkan orman yangını sonrası Türkiye'nin birçok ilinden yanan ağaçların kesimi için gelen işçilerin bulunduğu Kavaklıdere Göktepe sahasında, çadırlarda yaşamını sürdüren kesim işçileri bir köy nüfusuna ulaştı.

Muğla’da geçen yıl çıkan orman yangını sonrası Türkiye’nin birçok ilinden yanan ağaçların kesimi için gelen işçilerin bulunduğu Kavaklıdere Göktepe sahasında, çadırlarda yaşamını sürdüren kesim işçileri bir köy nüfusuna ulaştı.

Kavaklıdere ve Menteşe ilçesi sınırlarında yaklaşık 19 bin hektar alanın yandığı bölgede kesim için orman işçileri yaklaşık 10 aydır bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor. Geçen yıl Ağustos ayında başta Adana, Tokat, Ankara olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinden Muğla’da yanan ağaçların kesimi için gelen vatandaşlar zorlu kış şartlarını geride bıraktı.

Tavuk, köpek besliyorlar, arıcılık yapıyorlar

Geçen kış ayında yoğun kar yağışının yaşandığı, yolların ulaşıma kapandığı Kavaklıdere Göktepe mevkiinde kesim çalışması yürüten orman işçileri, yanan sahanın büyük bölümünde çalışmalarını tamamladı. Doğup büyüdükleri topraklardan uzakta yaşam süren işçiler, köy yaşantısını aratmayacak şekilde tavuk, kedi, köpek, küçükbaş hayvan beslerken, arıcılık da yapmaya başladı.

Zorlu kış şartları ile mücadele

Zorlu geçen ve kış boyunca kar yağışının etkili olduğu bölgede şiddetli rüzgar nedeniyle çadırları uçan, çok sayıda kesim işçisinin dışarıdan gelen bir vatandaşın bulaştırdığı Korona virüs nedeniyle yaşam mücadelesi veren kesim işçileri yaz aylarının gelmesi ile rahat bir nefes aldılar.

Köy nüfusu kadar nüfus var

Yaklaşık 20 çadırın bulunduğu bölgede 80-90 kişi yaşarken, okulların tatil olması ile çocuklar da bölgeye geldi. Kendilerine yeni bir yaşam alanı kuran orman kesim işçileri tavuk, köpek, keçi gibi hayvanları beslerken, kendisine iki kovanlık arı yapan vatandaş da önümüzdeki günlerde bal kesimi yapacak.

“Çadırlarımız uçtu, covid geçirdim”

Emine Öksüz isimli vatandaş, zorlu kış şartlarının yanında korona virüs tedavisi de gördüğünü belirterek, “6 aydır buradayız. Koca kışı burada geçirdik. Çok zorluk yaşadık. Çadırlarımızı rüzgar attı, tekrar yaptık, covid geçirdik 15 gün araştırma hastanesinde kaldık. Yemeklerimizi kendimiz pişiremedik. Soğuktu dışarı çıkamadık. Çadırın içinde odun almaya daha erkeklerimiz taşıdı içeriye. Ne zaman gideceğimiz belli değil. Bu işin bitmesine bağlı. İki ay da sürebilir, üç ay da sürebilir. Bittiğinde taşınacağız buradan. Okuyanlarım Tokat Reşadiye’de idi. Kendim ve iki çocuğum burada idi. Biri askere gitti. Onlarla mücadele, ekmek davası çalışıyoruz. Kendi yağımızla geçindirsin Allah’ım yeter” dedi.

“Yaşamamızın büyük bölümü dışarıda geçiyor”

Yaşamının büyük bir bölümünü evden uzakta geçirdiğini belirten Kamber Ergüzel ise, “8 aydır buradayım. Burada orman emvallerini üretiyoruz işletmelere. Emekçiyiz. Kışın çok ağır sezonumuz geçti. Çadırlarımız uçtu, çok çile çektik. Şu an iyi. Yaz günü iyi fakat kışın çok yorucu bir işimiz var. Senede Adana’da çok dursam bir ay duruyorum. 15 gün bir ay ortalama Adana’da durduğum zaman. Hep dışarıdayız. Burada bir senelik daha kesim var” diye konuştu.

Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
Çadırlarda geçen yaşam
İHA- İhlas Haber Ajansı

Bakmadan Geçme