Koca Çalış ve Ölüdeniz tsunamiye açık

İzmir'de 115 can kaybının yaşandığı, çok sayıda vatandaşın yaralandığı depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, 1957 yılında meydana gelen ve Fethiye'yi yerle bir eden depremin her an yeniden yaşanacak beklentisi ile hemen tüm kurumlar ile halkın tedbirleri bugünden almaları istendi. Fethiye'de Erdem Yer Bilimleri Limitet Şirketi sahibi Jeoloji Mühendisi Mehmet Ali Yavuz başlıktaki acı açıklamayı yaparak, '2000 yılından önce yapılmış binalarda, nervürdü demir ve hazır beton kullanılmıyordu. Bunların kullanılmaması, binaların çürük olduğu anlamına gelir. Fethiye'de bu oran yüzde 70'lerde…Fethiye'de acil bir şekilde afet seferberliği yapılması gerekiliyor' dedi.

PAYLAŞ
Youtube Kanalı VİDEO
Dost Gazetesi - Dost Gazetesi

Muhabirimiz Erdoğan Karagöz'ün haberine göre; İzmir’deki deprem bölgelerini gezip enkazlarda incelemelerde bulunan Erdem Yer Bilimleri Limitet Şirketi sahibi Jeoloji Mühendisi Mehmet Ali Yavuz, yaptığı açıklamada “Fethiye’de acil şekilde afet seferberliği yapılması şarttır” dedi. 

Jeoloji Mühendisi Mehmet Ali Yavuz, “Depreme İzmir depremi adını verdik ama deprem İzmir’de olmadı. Deprem İzmir’e 75 km uzaklıkta olan bir deprem. Zeminin kötü koşullarda olması ve bina yapı kalitesinin düşük olmasından birçok yıkım gerçekleşti. Deprem bölgesini incelemeye gittim. Yıkılan binaların tamamı zemine bağlı değil, yapı kalitesinin düşük olmasından gerçekleşti. Daha önce hep zemin büyütmesinden bahsetmiştim. Fethiye’de zemin konusunda İzmir ile eşdeğer şekilde. Akdeniz açıklarında olan 6,5 ve büyüklüğünde olan bir depremde, Fethiye’de İzmir kadar etkilenebilir. Ölüdeniz ve Rodos açıklarında olan bir depremde Fethiye’nin etkilenmesi kaçınılmaz. Fethiye’de zemin sıvılaşması ve inşaat yapı kalitesi kötü durumda, depremde Fethiye için büyük bir dezavantaj. Bizler ‘deprem olacak mı?’ sorusunu bir köşeye bırakıp, yapı kalitesine önem vermemiz gerekiyor. Türkiye’de afet seferberliği sisteminin oluşturulması gerekiyor. 2000 yılından önce yapılmış binalarda, nervürdü demir ve hazır beton kullanılmıyordu. Bunların kullanılmaması, binaların çürük olduğu anlamına gelir. Fethiye’de bu oran yüzde 70’lerde…Fethiye’de acil bir şekilde afet seferberliği yapılması gerekiliyor. Daha önceki depremlerde yöneticilerle konuştum. Yönetim bu konuyla ilgili yapacaklarını bilmiyor ya da vatandaş rahatsız olmasın diye harekete geçmiyor” diye konuştu. 

TSUNAMİ RİSKLERİ VAR
Yavuz, “Bizim katıldığımız toplantılarda Fethiye birinci derecede deprem bölgesi olduğu için örnek verilen bir bölge. Denizden doldurulmuş bir yer. Gördüğünüz üzere Seferihisar’da tsunami de oldu. Fethiye merkezde Şövalye Adası nedeniyle tsunami riski yok ama Ölüdeniz ve Çalış bölgeleri tsunami oluşumuna müsait bölgeler. Öncelikle bu konularda halkın bilinçli olması gerekiyor” dedi. 
BİNALARIN ÇOĞU RİSKLİ
Yavuz, “Halkın bina çürük testlerini kendi isteği ile yaptırması gerekiyor. Kurumlar çürük testini kendi yapıp, yıkım kararı alırsa bu hukuki sürece dayanır. Fethiye’de yıllar önce kooperatif binaları yapıldı. 2000 yılından önce yapılmış olan toplu konut binalarının tamamı riskli. Fethiye’de 700 adet binanın testini biz firma olarak yaptık. Bizde çok yüksek yapı yok, bu kötünün iyisi. Belediyelerin riskli bölge çalışmalarını yapmalarını gerekiyor. Elazığ depreminden sonra, belediyelere bölgelerindeki riskli binaları tespit edip bildirmeleri söylendi. Maalesef bizim bu bölgede bakanlığa bu konuyla ilgili hiçbir bilgi verilmedi. Bazı belediyeler ‘yoktur’ deyip gönderdi” ifadelerini kullandı. 

HELENİK YAYI FETHİYE’Yİ ETKİLEYECEK 
Jeoloji Mühendisi Mehmet Ali Yavuz helenik yayının Fethiye’yi etkileyeceğini belirterek “Bu yaydaki kırılmalar Fethiye’de depreme neden olacaktır” dedi. Yavuz, “Deprem sürekli olacak. Dünyamız oluşumuna devam ediyor. Burdur’dan Fethiye’ye gelen bir fay hattı var. Daha önce bu fay kırılmış. Kırıldığı için Fethiye’de bir deprem söz konusu değil. Boncuklu ve Taşyaka tarafından geçen fay hattımız var. Binaya yıkan fay değil. Deprem dalgaları kayalarda hızlı ilerler buda az hissedilmesine neden olur. Fethiye ovasına gelen dalgalar sıvı zeminden dolayı yavaş ilerler ve daha yıkıcı olur. Bizi en çok etkileyecek olan helenik yayının sıkışması olacak. Vatandaşlar nasıl gürültüden rahatsız olduğunda ilgili kurumlara ihbarda bulunuyorsa, çürük bina, depreme dayanıksız yapılar içinde ihbarda bulunabilirler” dedi.
ÇÜRÜK YAPILARA RANT GELDİ
 Yavuz, “İmar affı Türkiye için bir facia! Çürük yapıları üzerine rant getirdi. Maddiyatı çok fazla göz önünde bulundurmamak gerekiyor. Bu metre kareye bağlı olan bir şey… Gidersiniz bir binada dört bin TL’ye yaparsınız, başka bir binada yedi bin TL’ye yaparsınız. Binaların büyüklüğüne ve kay sayılarına bağlı olan bir olay bu. 2000 yılı öncesi yapılmış olan yapılarda bizim performans analizi dediğimiz çalışmaları yapmak bile gerekmiyor. Buradan yola çıkarak da birçok şeyleri ortaya koyabiliriz. 2000 yılından önce biz düz demir kullanıyorduk.  Yasalarda da bu vardı. Şuan nervürlü demir kullanılıyor. Nervürlü demir betonu sarmaladığı için binanın hareketi sırasında betonu da tutuyor. Ama düz demir olduğu zaman bu betonun dağılmasına neden oluyor. Bahsettiğim bu yüzde 70 binaların birçoğu düz demirden yapılmış. Bunu test edeceğim sonuca gideceğim deseniz bile ek bir maliyettir bu, bunu yapmaya bile gerek yok. Onun dışında zeminle ilgili mikro belgelendirme dediğimiz çalışmalar var. Her bölgede kaç şiddetindeki depremde nasıl davranacağı konusunu tespiti gibi bir durum. Bunu da haritalandırıp, renklendirip bir şekilde sonuca gitmek mümkün... Önemli olan bunu nasıl uygulamalıyız masaya yatırmak. Uygulama konusunda herkes top bende patlamasın derdinde. Hatta bununla ilgili benim bir örneğim var bu bölgede değil başka bir bölgede. Afete maruz ilan edilen bir bölge var. Bu ili bakanlık afete maruz demiş heyelanlardan dolayı. Bölgede sıkıntı var kaymalar ve su çıkışları var. “Depremin olmasına gerek kalmaksızın şiddetli yağmurlarda bazı binalardaki duvarlarda patlamalar oluyor. Biz ilgili yerin belediye başkanına gittik. Burada böyle bir risk var ve imar barışında oraya yaklaşık 300- 400 adet villa yapıldı. Başkanın bize söylediği ise arkadaş top bende patlamasın kimde patlarsa patlasın ben bunun çözümüyle uğraşamam çünkü ben oradan oy alıyorum dedi. Bu yaklaşımlardan kaçınmamız gerekiyor. Mesela dediğim o bölge şuan bağırıyor ‘Ben en ufak bir depremde burada çok ciddi yıkımlara sebep olacağım. Can kayıplarına neden alacağım’ diyor. Bakın burası afete maruz bir alan burada yapılaşma yapamazsınız anlamına geliyor bu. Fakat imar barışında koymuşlar oraya bir ton bina ve afetlere neden olunuyor” şeklinde konuştu. 
YAPI STOK’U ÇALIŞMASI ŞART
Yavuz, “Deprem her an olabilir. Çünkü dünyamız hareket ediyor. Bizim artık deprem ne zaman olur, kaç şiddetinde olur gibi soruları artık sormamamız gerekiyor” diyerek, şu hatırlatmayı yaptı; “Çünkü depremler hep olacak bizim yapı stokumuzla ilgili bir çalışma başlatmamız gerekiyor. Binalarımızı güçlendirmeliyiz. Deprem değil bina öldürür sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız” 
 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN