RAMAZAN KAYAN FETHİYE'DE KONFERANS VERDİ
Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Proje Uygulama Okulunda konferans veren Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, İmam Hatipli öğrencilerle gerçekleştirdiği söyleşide Mavi Marmara ve Furkan Doğan'ı anlattı.
Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Proje Uygulama Okulunda konferans veren Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, İmam Hatipli öğrencilerle gerçekleştirdiği söyleşide Mavi Marmara ve Furkan Doğan’ı anlattı.
Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Proje Uygulama Okulunda Konferans Salonunda İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle buluştu. Konuşmasında gemi yolculuğunda yaşadıklarını anlatan Ramazan Kayan, Mavi Marmara Gemisinin sembolü haline gelen Furkan Doğan’dan bahsetti. Çağımızın Mus´ab´ı olarak görülen Furkan Doğan’ın hayat hikayesi ve yaşam tarzı öğrencilerin dikkatini çekti.
Önceki gün gerçekleşen Konferansta konuşan Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, Mavi Marmara Gemisi Şehidi Furkan Doğan ile ilk tanışmasını şöyle anlattı;
“Mavi Marmara Gemisi’ne binmek için Antalya’ya gittik. Kepez Kapalı Spor Salonu bekleme alanında Türkiye’nin her yerinden sivil toplum örgütleri, cemaatlerden, tarikatlardan gönüllü kültür teşekküllerinden gelenler vardı. Dünyanın 37 ülkesinden gelen gemi yolcuları vardı. Her dinden, gruptan, ideolojiden… Geminin hareket saatini beklerken Kayseri’den temsilci dostlar geldiler. Ali abinin 10 kişilik ekibi ile salonda buluştuk. Bana dedi ki bizimle gelen genç bir öğrencimiz var. Senin kitaplarını okumuş, tanışmak istiyor. Tanışmak için yanıma getirdi. Furkan ile tanışmam ilk o an oldu. Aldım kucakladım. Farklı bir sıcaklık hissettim. İlgimi çekti, içim ısındı. Sıkıca kucakladım, eğildim yüzüne baktım. Ama ben Furkan’ın yüzüne baktıkça, Furkan yüzünü eğdi. Önce anlam veremedim. Bu çocuk benimle neden yüz yüze gelmiyor. Biraz daha yüzüne bakınca şunu gördüm. Furkan, edebinden, hayasından, iffetinden başını kaldırıp da benimle göz göze gelmiyor. Şaşırdım. Yarabbi bu devirde böyle gençler de mi vardı? Tam da nesillerden ümidimizi kestiğimiz zamanda öyle birini karşıma çıkarıyorsun ki Yusuf yüzlü haya abidesi… Ben yüzüne bakıyorum. O yüzünü önüne eğiyor. Kur’an’ı Kerim’deki şu ayet aklıma geldi: Fetih Suresi, ayet 29: ‘Onların simalarındaki işaretleri secde izindendir.’ Herhalde ayetim işaret ettiği yüz bu yüz olsa gerek dedim. Furkan’ın anlında secde izini fark eder gibi oldum. O an bir ayet daha geldi aklıma: ‘Allah’ın boyası ile boyanınız. Boyası Allah’ın boyasından güzel olan kim vardır.’ Önceden bu ayeti tefsir etmekte zorlanıyordum. Yarabbi! Bir insan Allah’ın boyasıyla nasıl boyanabilir? Bu nasıl bir renktir? Ama Furkan’a dikkatlice bakınca herhalde Allah’ın boyasıyla boyanmak bu olsa gerek dedim.”
Kayan, sözlerine şöyle devam etti: “Geminin hareket saati geldi. Gemiye bindik. Akdeniz sularında seyrediyoruz. Zaman zaman gözlerim Furkan’ı arıyor. Furkan’ı her gördüğümde dalgın, durgun, üzgün ama olgun bir hali var. Sanki bu dünya ile ilişkisini bitirmiş gibi, dalıp dalıp gidiyor. Uzaktan seyrediyorum. Yaşının üzerinde bir büyüklük, bir olgunluk hali var. Ama geminin neresinde bir iş var, Furkan orada… Bazen bakıyorum, elinde süpürge, gemiyi temizliyor. Gemide herkes kendisinden yaşça büyük olduğu için herkesin hizmetinde koşuşturuyor. Bu çocuk faklı diyorum. Gözlerimle sürekli takip ediyorum. Gemide de öyle bir kardeşlik havası var ki, Evrensel kardeşliğin tadını o gemide yaşadım. Hayatımın en güzel namazlarını o gemide kıldım. Huşu ile namaz nedir diye hep düşünürdüm. Namaz Platformu’nda huşu ile namazı anlatmaya çalışırdım. Dilim dolanırdı ve bir türlü doğru cümleler kuramazdım. Ama o gemide Allah bizlere huşu içerisinde namaz kılmayı nasip etti.”
Kayan, konuşmasında Asımın nesli olan imam hatip öğrencilerinin daima mazlumun yanında zalimlerin karşısında dik duruşlarını göstermelerini isteyere Şehit Furkan Doğan’ın yaşamıyla çok güzel bir örnek olduğunu, sahabe-i kiramı günümüze taşımanın en iyi bir modeli olduğu vurguladı.
Haber Merkezi