"Çevremizde bir çok şeyle ve bir çok kişiyle öylesine ilintili haldeyiz ki, insan kim
olduğunu çabucak unutuveriyor. Çünkü bu ilintiler beraberinde bir çok dayatmayı da
beraberinde getiriyor. "
Kim olduğumu karıştırdığım çok zaman oluyor. Bir insanın kaldırabileceğinden
daha fazla “etiket” var üzerimizde ve çoğunlukla herkes işine en çok yarayacağımız
etiket ile bizi karşısında görmek istiyor. Kim olduğumuz ya da ne olmak istediğimiz
ilgilendirmiyor kimseyi. Bu meseleyi daha iyi açıklayabilmek için, içimizden beni ele
alalım.
Bir askerim, bir eşim, bir evladım, bir babayım, bir kardeşim,bir sanatçıyım, bir
öğrenciyim, bir öğretmenim, bir tüccarım, bir işçiyim, bir vatandaşım, bir müminim, bir
arkadaşım, bazılarına dost, bazılarına düşman, bazılarına göre deliyim, çoğuna göre de
çocuk...
Daha sayamadığım o kadar çok etiket var ki üzerimde, hava limanında elden ele
dolaşan valiz gibiyim, her yanım etiket... Ne yalan söyleyeyim, bu etiketleri üzerimden
sıyırıp attığımda ortada dımdızlak kalan adamı ben de tanımıyorum. Kendimi çıplak
hissediyorum. Korumasız bir çocuk gibi kalıyorum ortada..
İçlerinden bir kaçını giyineyim tekrardan diyorum. Bu seferde, ya bol geliyor, ya dar,
bir türlü rahat edemiyorum içlerinde... Aldırmayayım kimseye dışarı taşıyım diyorum. Bu
sefer de tekrardan kimliksiz kalmanın hezeyanlarını değil de ağırlıklarını taşımaya
başlıyorum. İnsan ister istemez takıyor bir şeyleri kafaya..
Bizim “geçimsiz” dediğimiz tipte bir adam oldum nihayetinde... Beni bırakıp tekrar
konumuza dönecek olursak, bu yazıyı yazmakta ki asıl niyetim, size yeni geliştirdiğim bir
teknikten bahsetmek.
Aslında denizciler çok önceden keşfetmiş ama ben karada yaşayan bir canlı olarak
kendime uyguladım bu tekniği...
Bu tekniğe verdiğim isim;
“Kerteriz alma”
Aslında çok basit bir teknik, evde tek başınıza gönül rahatlığı ile deneyebilirsiniz. Açık
denizde kaybolmuş bir denizci yerini saptamak için nasıl yerini bildiği bir noktayı kerteriz
alıyorsa ben de hayatta kim olduğumu bulmak için, kim olduğunu bildiğim kimseleri
kerteriz alıyorum. Kişinin temsil ettiği düşünceleri kendime referans ediniyorum.
Denizcilikte ki kerteriz ile arasındaki derin fark, birincisinde kerteriz neresini alırsak
alalım, nerede olduğumuz değişmez. Ama ikincisinde kerteriz aldığımız kişiye göre kim
olduğumuz değişir. Bu çok ironiktir. Sözel bilimler ile sayısal bilimlerin arasındaki fark
gibidir, birinde konum kesindir, kategoriler enlem ve boylamlardır. Derece derece ,dakika
dakika, saniye saniye, neredeysek oradayızdır. Diğerinde ise kim olduğumuz hep
muğlaktır ,çünkü kategoriler çok kişiye özel hattadır, oldukça değişken ve görecelidir.
Şartlara göre devamlı olarak yeni baştan şekillenmektedir. İçim darlandığında, kafam
karıştığında dünyanın üzerime yapıştırdığı etiketleri çıkartıp atıyorum. Ve ortada ki kafası
karışmış adamın içine girip bu tekniği uyguluyorum. Benim işime yaradı, neredeyse son
on yıldır kimlik bunalımları yaşadığımda hemen açıyorum kerteriz defterimi, kimlerin
isimlerinin yazılı olduğunu da az çok tahmin ediyorsunuzdur. Burada onları paylaşıp
kıymetli vaktinizi işgal etmek istemem ve size yeni etiketler tavsiye etmekten de
kaçınmak isterim. Ne de olsa herkesin kerterizi kendine....
Hepinize iyi günler dilerim. Sağlıcakla kalın, kitapla kalın, sevgiyle kalın... ( Bazılarını az
sevsenizde olur, zarar etmez)
