Terör gazisi evini sanat atölyesine çevirdi

Mardin Nusaybin'de 2016 yılında hendek operasyonları sırasında terör örgütü ile girilen çatışmada yaralanarak gazi olan Arif Zeybek, tedavi sürecinde aldığı filografi kursunda öğrendiği sanatı yaşamının bir parçası haline getirdi.

Mardin Nusaybin'de 2016 yılında hendek operasyonları sırasında terör örgütü ile girilen çatışmada yaralanarak gazi olan Arif Zeybek, tedavi sürecinde aldığı filografi kursunda öğrendiği sanatı yaşamının bir parçası haline getirdi.

Halen Muğla İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevini yürüten ve bugüne kadar çok değişik eserler üzerinde çalışan gazi Arif Zeybek, daha çok spor kulüplerinin armaları, Atatürk, Türk Bayrağı, firma armaları yaptı. Yaptığı filografi eserleri talepte bulunanlar tarafından alınırken, zaman zaman özel siparişler de teklif ediliyor.

Odasını atölyeye çevirdi

Filografi sanatının unutulmaya yüz tutmuş, yok olma tehlikesi altında olan bir sanat dalı olduğunu belirten Zeybek, bu sanatın yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmaya devam edeceğini söyledi. Evinin bir odasına atölyeye çeviren gazi Zeybek, filografi çalışmalarını burada devam ettiriyor. Çalışma yaptığı evinin odasını yaptığı eserler süslüyor.

‘Kaplumbağa Terbiyecisi' tablosu 5 ayda tamamlandı

Terör gazisi Arif Zeybek, bugüne kadar en uzun soluklu yaptığı eseri ise Türkiye'nin ilk müzecisi Osman Hamdi Bey'in ünlü ‘Kaplumbağa Terbiyecisi' tablosu oldu. Tabloyu birebir ölçülerde tam 5 ay üzerinde çalışarak yapan Arif Zeybek, tabloda 8 bine yakın çivi kullandı. Evinin en nadide köşesini süsleyen tabloyu talep gelmesi durumunda satabileceğini söyledi.

“Kendimi geliştirdim”

Tedavi sürecinde filografi kursuna gittiğini belirten Zeybek, “Mardin Nusaybin ilinde 2016 yılı Mart ayında timim ile girdiğim meskûn mahal çatışmasında vurularak ağır yaralandım. Filografi sanatı ile uğraşıyorum. Bu sanatı Ankara Bilkent'te gaziler fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezinde öğrendim. Burada gazilere bir uğraş ve motive için değişik kurslar vardı. Ben bu kursu kendime daha yakın gördüm ve merak ettim. Bir aylık bir kurs sonunda filografiyi öğrendim. Kendimi iyice geliştirdim. 4-5 yıldan beri filografi sanatı ile uğraşıyorum” dedi.

“Unutulmaya yüz tutmuş bir sanat”

Farklı eserler ile çalışmayı sevdiğini ifade eden Zeybek, “Bu sanat unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Uğraşanlar çok az. En son yaptığım Hamdi Bey tablosunu 5 ay boyunca çalıştım. Yaklaşık 8 bin adet çivi var. Talep olursa verebilirim. Şahıslardan talepler oluyor. Siparişler de oluyor. En çok yaptığım Türk Bayrağı, Atatürk siluetli bayrak, takım armalarını çok çalıştım. Farklı farklı eserler de oluyor. Değişik eserler ile çalışmayı da seviyorum. Logolar da oluyor. Bunun malzemeleri özel. Filografi çivisi, bakır tel. Bakır teller renkli. Kontraplak var 12 milimlik. Üzerinde deri var ve farklı kumaşlar da olabilir. Ben deri üzerine çalışıyorum” dedi.

Bakmadan Geçme