TGK Başkanlar Kurulu Muğla'da Yapıldı

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'nun 10. Başkanlar Kurulu Toplantısı Muğla'da 9-11 Aralık tarihleri arasında Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği'nin ev sahipliğinde gerçekleşti. TGK buluşmasına 8 federasyon ve bu federasyonlara üye 79 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek kuruluşunun başkanları ile temsilcileri katıldı.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'nun 10. Başkanlar Kurulu Toplantısı Muğla'da 9-11 Aralık tarihleri arasında Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği'nin ev sahipliğinde gerçekleşti. TGK buluşmasına 8 federasyon ve bu federasyonlara üye 79 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek kuruluşunun başkanları ile temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cem Kaytan, Türkiye'nin hemen hemen her köşesinden gelerek Muğla'da buluşan gazetecilere ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu ifade etti. Muğla'nın başta turizm ve doğal güzellikler olmak üzere birbirinden önemli değerleriyle Türkiye'nin önde gelen şehirleri arasında yer aldığını söyleyen Cem Kaytan, “Bu önemli kenti sizlere yakından tanıtacak olmanın heyecanını yaşıyorum” dedi.

Toplantıda konuşan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı da, konuşmasına “Muğla'da, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu çatısı altında 10. Başkanlar Kurulu Toplantısını yapıyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum” diye başladı.

Konuşmasında, Türkiye'nin içte ve dışta terör örgütleriyle mücadele ettiğine dikkat çeken Kolaylı, “Ülke olarak bir yandan içerde FETÖ ve PKK ile diğer yandan da hemen sınırımızın yanı başında da diğer terör örgütleri DEAŞ ve YPG ile mücadele ediyoruz. Terörle mücadelemiz, 15 Temmuz gecesi farklı bir boyuta ulaştı ve demokrasimiz adına endişe verici bir darbe girişimi yaşadık. Bu darbe girişiminin artçı şokları halen devam ediyor. Bu sorunları ülke olarak güç birliği yaparak aşacağımıza inanıyorum” dedi.

Bu ortamda medyanın Türkiye için öneminin belirgin olarak ortaya çıktığını kaydeden TGK Genel Başkanı Kolaylı, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Darbe gecesi Türkiye için taşıdığı büyük önemi kanıtlayan ve darbe girişimine milletimizle birlikte karşı duran medyamız, şimdi sorunlarının çözümünü beklemektedir. Sektörümüzde yaşanan sorunların bir an önce çözümlenmesi, demokrasimiz açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle; özellikle medya mensuplarına yönelik yapılan operasyonlarda kılı kırk yarmalı, haber ve fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı girişimlere izin verilmemelidir.

Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Özgürlüklerden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik, geniş katılımlı çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve uygulanmaya konulmalıdır.

Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar ve yaptıkları haberler konusunda uzun yıllar hep özgür olma mücadelesi vermişlerdir. Ülkemiz medyası özellikle 12 Eylül döneminde büyük baskılar yaşamıştı. Gazeteciler ne yazık ki; yazdıkları yazılar, yorumlar ve haberler nedeniyle yargılanabilmektedir. Bu durumun sona erdirilmesi ve basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması için özgürlükçü bir basın yasasına ihtiyaç duyuyoruz.

Bu dönemde gözaltına alınan, ancak terör ve darbe girişimi ile ilgisi olmayan meslektaşlarımızın durumuna da dikkat çekmek istiyorum. Medya kurumlarının kapatılması ve meslektaşlarımızın gözaltına alınması sürecinde kurunun yanında yaş da yanmamalı, suçlu ile suçsuz birbirinden çok iyi ayrılmalıdır. Terör suçlarıyla ve darbe girişimiyle ilgisi olmayan meslektaşlarımızın serbest bırakılmalarını ve tutuksuz yargılanmalarını beklemekteyim.”

Konuşmasında son olarak mesleki sorunları özetleyen Kolaylı, “Sektörümüzün, avukatlık, doktorluk, mühendislik veya mali müşavirlik gibi mesleki standartlara sahip olmaması bir diğer sorunumuzdur. Eğitimine, birikimine bakılmaksızın herkes gazeteci olabilmektedir. Bu yüzden de haberciliği şantajcı kimliklerine alet edenler “gazeteci” olduklarını öne sürerek toplumda kendilerine yer edinmeye çalışmaktadır. Bu nedenle de sektörümüzde acil olarak mesleki düzenlemeye gidilmelidir. İnternet Yasası da bu kapsama alınarak, yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar çözümlenmelidir” dedi.

TGK 10. Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinde hain terör saldırıları kınandı.

TGK'dan Kınama ve Başsağlığı

İstanbul'da güvenlik güçlerimize yönelik gerçekleşen hain terör saldırıları, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulunca şiddetle lanetlendi.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'nun 10. Başkanlar Kurulu Toplantısı için Muğla'da bulunan 8 federasyon ve buna bağlı 79 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek kuruluşunun temsilcileri tarafından açıklanan TGK sonuç bildirgesinde, terörün bir insanlık suçu olduğuna dikkat çekildi. Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinde, şu görüşlere yer verildi:

“Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Muğla'da toplanan 20 bini aşkın basın mensubunun temsilcileri olarak, terör saldırılarında güvenlik güçlerimizi ve vatandaşlarımızı şehit vermenin derin acısını yaşıyoruz.

Gerekçesi ne olursa olsun ve nereden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur. Bu nedenle aklıselim tüm kesimlerce lanetlenmeli ve terörle mücadele edilmelidir. Birlik – beraberliğimizi, kardeşliğimizi ve demokratik yaşamı hedef alan terör saldırılarını Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulu olarak lanetliyor, aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.”

Sorunlara Acil Çözüm Bekliyoruz

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu 10. Başkanlar Konseyi Sonuç Bildirgesi'nde, 2016 yılsonu itibariyle medya sektöründe yaşanan sorunların genel değerlendirmesi de yapıldı. TGK 10. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi'nde medyanın sorunları ve çözüm önerileri şöyle özetlendi:

Basın Özgürlüğü

Medya, hem ülkemizde, hem de tüm dünya genelinde özgür olma, bağımsız haber yapabilme mücadelesi vermiştir. Ülkemizde özellikle 12 Eylül döneminde medya kurumları üzerinde büyük baskılar yaşanmıştır. Günümüzde de ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasal kısıtlamalar vardır. Gazeteciler yazdıkları yazılar, yorumlar ve haberler nedeniyle yargılanabilmektedir. Bu durumun sona erdirilmesi ve ülkemizde basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması gerekmektedir.

15 Temmuz hain darbe girişimi dönemde gözaltına alınan, ancak terör ve darbe girişimi ile ilgisi olmayan meslektaşlarımızın durumu dikkat çekicidir. Medya kurumlarının kapatılması ve meslektaşlarımızın gözaltına alınması sürecinde kurunun yanında yaş da yanmamalı, suçlu ile suçsuz birbirinden çok iyi ayrılmalıdır. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulu olarak terör suçlarıyla ve darbe girişimiyle ilgisi olmayan meslektaşlarımızın serbest bırakılmalarını ve tutuksuz yargılanmalarını beklemekteyiz.

Mesleki Düzenleme İhtiyacı

Medya sektörü, avukatlık, doktorluk, mühendislik veya mali müşavirlik gibi mesleki standartlara sahip değildir. Eğitimine, birikimine bakılmaksızın herkes gazeteci/haberci olabilmektedir. Bu neden sektörde acil olarak mesleki düzenlemeye gidilmelidir. Aynı kapsamda, sıradan dernek statüsünde olan basın meslek örgütlerinin sektörde söz sahibi olmalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır.

Çalışma Koşulları Ve Yıpranma Hakkı

Medya sektöründe yaşanan en temel sorunlardan birisi, olumsuz çalışma koşullarıdır. Sendikalaşmanın adeta hiç olmadığı medya sektöründe çalışanlar düşük ücret almakta, uzun çalışma saatlerinde zor koşullar altında görev yapmaktadır. Yıpranma hakkından ise sadece Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Basın Kartı olanlar yararlanabilmektedir.

BİK ve BYEGM'de Değişim

Özellikle yerel basın için büyük önem taşıyan Basın İlan Kurumu'nda son dönemde olumlu değişimler yaşanmıştır. BİK'in mevzuatından kaynaklı; Anadolu basınını öteleyen yaklaşımı değişmiştir. Genel Kurul kararıyla, BİK yardımlarının hakça dağıtımı sağlanmıştır. Basın İlan Kurumu'nun oluşumunu içeren 195 sayılı kanun yeniden ele alınmalı, çağımız koşullarına göre güncellenmelidir.

BYEGM Basın Kartları yönetmeliğinde de düzenleme yapılmalı, Türkiye'nin en üst çatı basın meslek örgütü olan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, Basın Kartları Komisyonunda temsil edilmelidir.

Ayrıca, internet haber yayıncılığı da göz önüne alınarak BİK ve BYEGM'de yeniden yapılanmaya gidilmelidir.

Televizyon Yayıncılığı Ve Sorunları

Gazeteler, radyolar, haber siteleri gibi televizyonlar da sorumlu yayıncılık anlayışı ile yayın yapmak için gayret göstermeli, doğruyu olduğu gibi yansıtmalıdır. Bu kapsamda Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve yaygın yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı TURKSAT'a ödenen yayın ücretleri, RTÜK'e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan ücretlendirmeler nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır. Özellikle yerel ve bölgesel yayın yapan televizyon kanalları büyük bir borç yükü altında kalmıştır. Bu kapsamda TURKSAT uydu yayın ücretlerinde indirim yapılmalı ve Türk Lirası üzerinden ücretlendirilmelidir. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre yeniden ele alınmalıdır.

İnternet Basını / Yasası

Teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile birlikte, internet haberciliği büyük bir gelişim göstermiştir. Bu nedenle İnternet Yasası bir an önce meslek örgütlerinin de katılımıyla ele alınmalı, daha fazla gecikilmeden çıkarılmalıdır.

Çünkü; Sektörde yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar, her geçen gün artmaktadır. İnternet medyasının gerek yayıncılık, gerekse BİK yardımları konusunda düzenlemeye ihtiyacı vardır. İstihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri, yerel gazeteler gibi desteklenmelidir. Bu kurumlarda habercilik yapan meslektaşlarımız da, düzenleme yapılarak basın katı alabilmelidir. Şantajcı ve korsan internet haber siteleri, sadece yasal düzenleme ile önlenebilir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Bakmadan Geçme