Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan TBMM'ye çağrı

Hayvan Hakları Kanunu'na yönelik hazırlanan yasa teklifinde mevcut yunus gösteri ve terapi merkezlerinin kapatılmayacağının öngörülmesi, meslek örgütlerini bir kez daha harekete geçirdi. Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, milletvekillerine seslendiği mektubunda yunusla terapi adı altındaki ticari faaliyetlerin yasallaştırılmaması isteminde bulundu.

Hayvan Hakları Kanunu'na yönelik hazırlanan yasa teklifinde mevcut yunus gösteri ve terapi merkezlerinin kapatılmayacağının öngörülmesi, meslek örgütlerini bir kez daha harekete geçirdi. Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, milletvekillerine seslendiği mektubunda yunusla terapi adı altındaki ticari faaliyetlerin yasallaştırılmaması isteminde bulundu.
Hayvan Hakları Yasa teklifinin gündemde olduğu bugünlerde en tartışmalı gelişmelerden biri, Türkiye'deki mevcut 10 yunus parkının kapatılmamasına ve bu tesislerin gösteri ve terapi adı altında yürüttükleri ticari faaliyetlerini yasallaştırmayı hedefleyen özel bir düzenlemenin çıkarılmasına yönelik açıklamalar oldu. Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, yunusların tutsak edilerek engelli çocukların tedavisinde kullanıldığını ileri sürmenin ülke genelindeki bir elin parmağı kadar olan yunus parklarının para kazanma hırsından başka bir şey olmadığını ileri sürerek bu olayın yasallaştırılmaması için mücadele vereceklerini belirttiler.
Nöroçeşitlilik paradigması ve otistik bireylerin ve ailelerinin hakları alanında çalışmalar yürüten Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, TBMM'deki güncel gelişmeler ışığında, bilim camiasınca kabul görmediğini belirttiği yunusla terapinin yasallaşmaması için Meclis'e seslenen bir mektup hazırladı.
“Yunusla yüzmenin terapötik etkisi yoktur”
Sekiz sayfalık mektupta “bilimsellikten oldukça uzak uygulamalar” kapsamında ele alınan yunus terapisinin, yunus parkı işletmecilerinin iddialarının aksine, otistik, down sendromlu veya görünmeyen engeli olan nöroçeşitli bireylere yönelik terapötik bir etkisinin olmadığı ileri sürülen açıklamada, bu uygulamanın bireyler için tehlike arz ettiği ve hayvan haklarını yok saydığı vurgulandı.
Geçtiğimiz yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Tohum Otizm Vakfı'na, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü'nden ABD Ulusal Otizm Merkezi'ne kadar pek çok ulusal ve uluslararası uzman kurum ve akademisyenin raporlarının, yunusla terapi faaliyetinin bilim camiasınca desteklenmediğini ve insanlar için son derece tehlikeli riskler içerdiğini belittiği kaydedildi.
Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, web sitesi ve sosyal medya kanallarından paylaştığı mektupta “Yunusların mahpusluğu ile otizmi ilintilendirmenin; doktrinde gelişmekte olan hayvan hakları hukuku, nöroçeşitlilik hareketi kapsamında engelli hakları hukuku ve halk sağlığı açısından problematik esasları bulunmaktadır. Bu esaslara yönelik olarak yapılan ulusal ve uluslararası çalışmalar; yunusların nöroçeşitli bireylere yönelik terapötik bir etkisi olmadığını kanıtlar durumdadır” dedi.
Yunusla yüzmenin bir terapi olmadığının ve nöroçeşitli bireylere uygulandığında terapötik bir etki oluşturmadığının vurgulandığı mektupta bu faaliyetlerin “aksine ekonomik, sosyal, duyusal ve bilişsel olarak geri dönülemez zararlara yol açacağı söylenebilecektir” denildi.
Çok sayıda bilimsel makalenin yanı sıra TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporundaki çıktılara da atıfta bulunan mektubun, kaza ve ölüm riskinden bulaşıcı hastalıklara ve hayvan hakları ihlallerine uzanan dikkat çekici kısımları sıralanarak birilerinin para kazanma hırsı nedeniyle hem engelli çocukların hem de yunusların kullanılmasına müsaade edilmemesi istendi.

Bakmadan Geçme