Muğla'da sağlık çalışanları iş bıraktı

Sağlıkçılar Türkiye genelinde şiddetin önlenmesi, özlük haklarının verilmesi amacıyla bugünden itibaren iki gün iş bırakma eylemine başladı.

PAYLAŞ
Dost Gazetesi -

Muğla İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında “Sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz. Bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, iş bırakıyoruz” denildi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), 19 sendika 2 aile hekimliği federasyonu olmak üzere birleşen toplam 21 STK, tüm yurtta taleplerini dile getirmek amacıyla ilk iş bırakma eylemlerine başladı. Eylem bugün ve yarın sürecek.
Muğla’daki sağlıkçılarda İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklaması SES Muğla Şube Başkanı Nazlı Tepeli okudu.

Tepeli, şunları söyledi:
“Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek, platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldık. Çünkü; ölüyoruz, öldürülüyoruz, ekonomik olarak açlık sınırındayız, tükeniyoruz. Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Şiddeti engellemek içinsadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz. Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri. Şiddeti üreten, bu sistemin kendisi, biliyoruz.

“ÇOCUKLARIMIZ İÇİN SAĞLIKLI BESLENME KOŞULLARINI SAĞLAYAMIYORUZ”
Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece %17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz. Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz.

“SAĞLIK EKİBİNİN HİÇBİR ÜYESİ ARTIK NEFES ALAMIYOR”
Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor,düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmalediliyor. Aile hekimliği uygulaması, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gitmeye
devam ediyor.5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre cezaverilerekanayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet,yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor. Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor.

“DAHA NE KADAR DİBE VURABİLİRİZ?”
‘Nefes alamıyorum, imdat’ demeyen kimse kaldı mı aramızda? Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik. Ayrıca, Sarı-Sen’inToplu Sözleşme Teklifinde ileri sürdüğü, Dayanışma aidatını kabul etmiyoruz. Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını kabul etmiyoruz. Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz. Ne yapacağız?Kafamızı öne eğip ‘Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım’ mı diyeceğiz. Yoksa bize yapılan zulme sesimizi çıkarıp tepkimizi mi göstereceğiz?

“ACİL İŞLEMLER DIŞINDA SAĞLIK HİZMETİNİ DURDURUYORUZ”
Tabii ki, demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek, hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz. Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır.Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür. Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza vehastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz. Bu sebeplerle; Hakkımız, halkımız ve hastalarımız için, ideal sağlık sistemi için, Bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, iş bırakıyoruz.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN